Trump’ın fitilini ateşlediği yeni ticaret savaşı, Çin ve Avrupa’nın sert karşı hamleleriyle küresel piyasalarda sarsıntı yaratıyor. Uzmanlara göre bu çatışma, yalnızca ekonomik değil, sistemsel bir ayrışmanın habercisi.
ABD Başkanı Donald Trump’ın 2 Nisan’da açıkladığı yeni gümrük vergileri, dünya ekonomisinde yeni bir dönemi başlattı. Çin ve Avrupa Birliği’nden gelen sert misillemeler, sadece siyasi değil, finansal cephede de tansiyonu yükseltti. Küresel piyasalar güvenli liman arayışına girerken, uzmanlar yaşananları “sancılı bir boşanmanın ilk adımları” olarak yorumluyor.
İş Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Şant Manukyan, yaşanan gelişmeleri sadece ticari rekabet olarak değil, sistemsel bir kopuşun başlangıcı olarak değerlendiriyor. “Bu çatışma, taraflardan birinin üstünlüğünü kabul etmesiyle değil, tamamen birbirinden uzaklaşmasıyla sonuçlanacak” diyen Manukyan, ABD’nin Çin’i sistemin dışına itme çabasının finansal yapıyı da yeniden şekillendireceğini belirtti.
Manukyan, Çin’in aşırı üretim modeli üzerine kurulu yapısının değişmesinin iç dengeleri bozacağını, ABD’nin ise Çin’in kendi pazarına dolaylı girişini engellemek için Vietnam ve Meksika gibi ülkeler üzerinden gelen ürünlere de sınırlamalar getirmeye çalıştığını ifade etti. Bu çabanın küresel tedarik zincirlerini baştan sona etkileyeceği vurgulanıyor.
Stratejist Özgür Hatipoğlu ise süreci “ekonomik değerlerden çok, bir güç gösterisi” olarak nitelendiriyor. “Ortada teknik bir analiz ya da raporla ilerleyen bir süreç yok. Sanki taraflar arasında testosteron yarışına tanık oluyoruz,” diyen Hatipoğlu, piyasaların bu türden restleşmelere hazırlıksız yakalandığını söyledi.
Çin’in ABD’ye karşı uygulayacağı %84’lük gümrük vergisi ile ABD’nin Çin mallarına getirdiği %104’lük vergi artışı, yatırımcıları güvenli limanlara yöneltti. Tahvil piyasalarında alımlar artarken, hisse senedi endeksleri küresel çapta düşüş yaşadı.
Hatipoğlu, “Son haftalarda zaten profesyonel yatırımcılar hisse senetlerinden çıkış yaparak tahvillere yönelmişti. Bu pozisyon değişimi hız kazanabilir” diyerek, riskli varlıklarda daha fazla satış yaşanabileceğini vurguladı.
Kısa vadede Japonya, Güney Kore ve AB ile yapılacak anlaşmalarla tansiyonun düşürülmesi mümkün görülse de uzmanlara göre uzun vadede sistematik bir yeniden yapılanma kaçınılmaz. Piyasalarda “sakin günlerin” yerini belirsizliğe ve dalgalanmaya bırakacağı yeni bir dönemin eşiğindeyiz.