Kornea hasarı nedeniyle yaşanan ve geri döndürülemez olarak kabul edilen görme kayıpları, Massachusetts Eye and Ear’daki bilim insanları tarafından geliştirilen kök hücre tedavisi ile artık onarılabilir hale geliyor. Klinik deneylerde başarıya ulaşan bu yenilikçi yöntem, korneada ciddi hasarları olan hastaların görme yetilerini geri kazanmalarına yardımcı oldu.
Kornea Hasarına Kök Hücre Çözümü
Kornea, gözün en dış tabakası olup ışığın düzgün bir şekilde kırılmasını sağlayarak net bir görüş sunar. Ancak kimyasal yanıklar, travmalar veya genetik hastalıklar nedeniyle korneada oluşan hasarlar, zamanla görme kaybına yol açabiliyor. Geleneksel tedaviler, kornea nakli gibi cerrahi işlemlerle sınırlıyken, limbal kök hücre yetmezliği gibi bazı durumlarda mevcut yöntemler yetersiz kalıyor.
Massachusetts Eye and Ear araştırmacıları tarafından geliştirilen yeni kök hücre tedavisi, hastaların kendi gözlerinden alınan sağlıklı kök hücreleri kullanarak hasarlı korneayı onarmayı başarıyor. Bu yöntem sayesinde, daha önce tedavi edilemeyen görme kayıpları yaşayan hastalar, görme yetilerini yeniden kazanma şansı elde ediyor.
Klinik Deneylerde Başarı Oranı Yüksek
Araştırma ekibi, tedaviyi 15 hasta üzerinde test etti ve sonuçlar oldukça umut verici. Tedavi edilen hastaların büyük çoğunluğu, birkaç ay içinde görme yetisini önemli ölçüde geri kazandı. Bilim insanları, yöntemin özellikle limbal kök hücre eksikliği bulunan hastalar için devrim niteliğinde olduğunu vurguluyor.
Massachusetts Eye and Ear ekibinin baş araştırmacısı Dr. Ula Jurkunas, “Bu tedavi, kornea hasarı nedeniyle körlük riski taşıyan hastalar için yeni bir umut ışığı olabilir” ifadelerini kullandı.
Gelecekte Daha Yaygın Kullanılabilir
Uzmanlar, kök hücre tedavisinin gelecekte daha geniş çapta kullanılabileceğini ve kornea nakline olan bağımlılığı azaltabileceğini belirtiyor. Şu anda klinik deney aşamasında olan tedavi yöntemi, onaylandığı takdirde dünya genelinde milyonlarca görme kaybı yaşayan hastaya yeni bir çözüm sunabilir.
Bu gelişme, göz hastalıklarının tedavisinde önemli bir dönüm noktası olarak görülüyor. Bilim insanları, tedavinin daha fazla hasta üzerinde test edilmesi ve uzun vadeli sonuçlarının değerlendirilmesi için çalışmalarına devam ediyor.
