Beyaz Saray’daki kritik görüşmeden Türkiye’ye ‘övgü’, İsrail’e ‘ayar’ çıktı

Trump ve Netanyahu’dan Kritik Türkiye Mesajı: “Suriye’de Çatışma İstemiyoruz”

ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Washington’da gerçekleştirdikleri görüşmede Türkiye ile ilişkiler ve Suriye’deki gelişmeler başta olmak üzere, bölgesel istikrarın korunmasına yönelik kritik açıklamalarda bulundu. İki liderin ortak mesajı netti: Türkiye ile çatışma istemiyoruz.

Beyaz Saray’da Zirve

ABD ve İsrail liderleri, Beyaz Saray’da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Görüşmede ana gündem maddeleri arasında Suriye’deki durum, İran’ın bölgedeki etkisi, Gazze’de yaşanan gelişmeler ve Türkiye’nin rolü yer aldı. Oval Ofis’teki basın toplantısında söz alan Netanyahu, İsrail’in bölgesel güvenlik politikalarına dair önemli mesajlar verdi.

“Türkiye ile Suriye’de çatışmak istemiyoruz” diyen Netanyahu, İsrail’in güvenlik kaygılarını dile getirirken, aynı zamanda diplomasi kanallarının açık tutulmasının önemine değindi. “Türkiye’nin Başkan Trump ile güçlü ilişkileri var. Bu çatışmayı nasıl önleyebileceğimizi ele aldık” diyen İsrail Başbakanı, bölgede yeni bir cephe açmak istemediklerini açıkça ortaya koydu.

Trump’tan Erdoğan’a Övgü

Donald Trump ise Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile olan kişisel ilişkisine dikkat çekti. “Cumhurbaşkanı Erdoğan’la çok iyi ilişkilerimiz var. O, çok güçlü ve zeki biri” sözleriyle Erdoğan’a övgüde bulunan Trump, Türkiye ile ABD arasında zaman zaman yaşanan gerilimlere rağmen stratejik iş birliğinin sürdüğünü ifade etti.

Trump, özellikle Suriye’nin kuzeyinde yaşanan gelişmelerde Türkiye’nin etkinliğini vurgulayarak, “Türkiye bu bölgede kilit bir aktör. Erdoğan liderliğindeki Türkiye ile olan ilişkimiz bölgedeki istikrar açısından çok önemli” dedi.

Türkiye’nin Sessizliği ve Diplomasinin Önemi

Her iki liderin Türkiye’ye yönelik olumlu ve dikkatli ifadeleri, Ankara’da yakından takip ediliyor. Henüz Türkiye’den resmi bir açıklama gelmemiş olsa da, diplomatik kaynaklar Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ABD Başkanı Trump arasındaki doğrudan temasın geçmişte krizlerin aşılmasında önemli bir rol oynadığını hatırlatıyor.

Türkiye’nin Suriye’deki öncelikleri arasında sınır güvenliği, PKK/YPG tehdidine karşı mücadele, mülteci akınına karşı tampon bölgelerin oluşturulması ve insani yardım koridorlarının sürdürülmesi yer alıyor. Ankara’nın bu hassasiyetlerine rağmen İsrail’in zaman zaman Suriye içindeki İran bağlantılı hedeflere yönelik operasyonları, bölgede gerilimi tırmandırabiliyor. Bu nedenle taraflar arasında iletişim kanallarının açık tutulması, gerilimlerin büyümeden önlenmesi açısından kritik önemde.

Uzmanlar: Üçlü Denge Kırılgan Ama Hayati

Orta Doğu uzmanları, ABD-İsrail-Türkiye üçgeninde kurulan diplomatik dengenin, sadece bu üç ülke açısından değil, tüm bölge için belirleyici olabileceğini vurguluyor. Özellikle Gazze’de devam eden insani kriz, İran’ın artan bölgesel etkisi ve Suriye’deki istikrarsızlık gibi çok katmanlı sorunlar karşısında, bu üç ülkenin pozisyonları çatışma ya da uzlaşı yönünde belirleyici oluyor.

Uluslararası ilişkiler uzmanı Prof. Dr. Aydın Kaya, “Türkiye, ABD ve İsrail’in güvenlik yaklaşımları zaman zaman farklılık gösterse de ortak noktaları var. Terörle mücadele, sınır güvenliği ve enerji hatlarının korunması gibi konularda iş birliği potansiyeli yüksek. Fakat karşılıklı güvensizlikler ve geçmişten gelen siyasi bagajlar, bu iş birliğini zayıflatıyor” değerlendirmesinde bulundu.

“İsrail, Gazze’yi asla bırakmamalıydı”

Gazze Şeridi’nin inanılmaz derecede önemli bir “gayrimenkul” parçası olduğunu ifade eden Trump, “Bence bu bizim de dahil olmamız gereken bir şey. ABD’nin orada barış gücü olması, Gazze’ye sahip olması ve kontrol etmesi iyi bir şey olur. ” diye konuştu.

ABD Başkanı, “Filistinlilerin başka ülkelere gönderilebileceğini, onları kabul edecek ülkeler bulunduğunu” belirterek, “Böylelikle özgür bir bölge oluşur. Her gün insanların ölmeyeceği bir yer olur. Orası aslında çok acayip bir yer ama şimdi kimse orada yaşamak istemiyor. Hamas var, bir sürü sorun var, ölüm oranı akıl almaz düzeyde yüksek. İsrail, niye orayı bıraktı hiç anlamıyorum.” dedi.

İsrail’in “denize nazır bir mülkü” barış için verdiğini ancak bunun işe yaramadığını savunan Trump, “İsrail, Gazze’yi asla bırakmamalıydı. Şimdi dünyanın en tehlikeli yerlerinden biri. Gazze bir ölüm tuzağı.” ifadelerini kullandı.

Sahadaki Gerilim, Masadaki Diplomasi

Son aylarda Suriye’nin kuzeyinde artan askeri hareketlilik, bölgedeki dengeleri yeniden şekillendiriyor. Türkiye’nin operasyonel kabiliyeti ve bölgede kurduğu askeri üslerle sahada etkinliğini artırması, hem ABD hem İsrail tarafından dikkatle izleniyor. Aynı zamanda İsrail’in Suriye’deki İran hedeflerine yönelik hava saldırıları da Türkiye ile dolaylı bir çatışma riskini beraberinde getiriyor.

Bütün bu gelişmeler ışığında Trump ve Netanyahu’nun “Türkiye ile çatışma istemiyoruz” mesajı, sadece bir temenni değil, aynı zamanda bir stratejik ihtiyaç olarak okunuyor. Zira bölgenin mevcut kırılganlığı, her aktörün sorumlu ve öngörülebilir politikalar izlemesini gerektiriyor.

Sonuç: Diyalog, Zorunluluktan Öte Bir Seçenek

ABD ve İsrail’in Türkiye’ye yönelik açıklamaları, yeni bir dönemin işaret fişeği olabilir. Sert söylemler ve ani müdahaleler yerine, diplomatik yollarla çözüme ulaşma eğiliminin ön plana çıktığı bu süreçte, Türkiye’nin jeopolitik konumu ve askeri kapasitesi, masadaki ağırlığını daha da artırıyor.

Gözler şimdi Ankara’dan gelecek olası açıklamalarda. Ancak ilk etapta verilen mesajlar, diplomasinin halen güçlü bir araç olduğunu ve bölgede iş birliğinin imkânsız olmadığını gösteriyor.