Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah’ın oğlu Cevad Nasrallah, babasının yaşadığı zorlu dönemlerle ilgili derin izler bırakan açıklamalarda bulundu. Cevad Nasrallah, özellikle babasının psikolojik durumuna dair çarpıcı bilgiler sundu ve ailesinin, Hasan Nasrallah’ın bu travmalar karşısında nasıl bir süreçten geçtiğini ilk kez bu kadar açık bir şekilde dile getirdi.
Cevad Nasrallah, “Babam, Fuad Şükrü suikastinden sonra depresyona girdi. Çağrı cihazları saldırısından sonra onu gören herkes, artık aramızda olmadığını söyledi,” dedi. Bu açıklama, Hasan Nasrallah’ın çok yakın çevresi ve ailesinin, liderlik yolculuğunun özellikle bu olaylardan sonra psikolojik olarak derinden sarsıldığını ortaya koyuyor.
Fuad Şükrü suikasti, Hizbullah’ın önemli isimlerinden birinin ölümüne yol açmış ve Hasan Nasrallah’ı büyük bir travmaya sürüklemişti. Şükrü, Hizbullah’ın önemli bir yetkilisi olarak, hareketin stratejik kararlarında önemli bir rol üstleniyordu ve onun kaybı, Nasrallah için büyük bir kayıp anlamına gelmişti. Bu olayın ardından Hasan Nasrallah’ın ruh hali hızla bozulmuş, çevresi onu depresyonun eşiğinde bir lider olarak görmeye başlamıştı.
Çağrı cihazları saldırısı ise, Nasrallah’ın hayatında dönüm noktalarından birini oluşturdu. Saldırı sonrasında Hasan Nasrallah’ın ruh halindeki değişim, çevresi tarafından hemen fark edildi. Cevad Nasrallah’ın söylediği gibi, “onu gören herkes artık aramızda olmadığını söyledi” ifadesi, Nasrallah’ın yalnızlaşmasını ve içsel bir boşluğa düşmesini vurguluyor. Bu saldırının ardından, Nasrallah’ın psikolojik sağlığı ciddi şekilde etkilendi ve çoğu kişi, Hizbullah liderinin fiziksel olarak hala hayatta olsa da, duygusal ve zihinsel olarak bu saldırıdan sonra eski haline dönmediğini düşündü.
Hasan Nasrallah, Lübnan’daki ve Orta Doğu’daki en önemli liderlerden biri olarak tanınırken, bu açıklamalar, onun yalnızca bir siyasi figür değil, aynı zamanda büyük travmalarla yüzleşmiş bir insan olduğunu da gözler önüne seriyor. Cevad Nasrallah’ın ifadeleri, babasının liderlik rolü ve kişisel mücadelesi arasındaki karmaşık ilişkiyi daha derinlemesine anlamamıza olanak tanıyor. Bu açıklamalar, Nasrallah’ın hem bir lider olarak çevresine nasıl bir etki yarattığını hem de kişisel olarak karşılaştığı zorluklarla nasıl başa çıkmaya çalıştığını daha net bir şekilde gözler önüne seriyor.