Ukrayna ABD ile maden anlaşmasını kabul etti Washington Zelenski’yi bekliyor

Ukrayna Başbakan Yardımcısı Olga Ştefanişina’nın yaptığı açıklamanın ardından beklenen gelişme gerçekleşti. Kiev ve Washington, ABD’nin Ukrayna’nın madenlerine erişimini öngören anlaşma üzerinde mutabakata vardı. Anlaşmanın imzalanmasıyla birlikte iki ülke arasındaki stratejik iş birliği derinleşecek. Zelenski’nin Trump’la maden anlaşmasının imza törenine katılmak üzere yakında Washington’a gitmesi bekleniyor.

ABD ile Maden Anlaşmasında Neler Var?

Ukraynalı yetkililer, ABD’nin kaynakların işletilmesinden elde edilecek 500 milyar dolarlık potansiyel gelirden hak taleplerini geri çekmesinin ardından, Kiev’in petrol ve gaz da dahil olmak üzere maden kaynaklarının ortaklaşa geliştirilmesine yönelik anlaşmayı kabul ettiğini duyurdu. Yetkililere göre, Ukrayna bu anlaşmayı ABD ile uzun vadeli güvenlik ve ekonomik ilişkilerini güçlendirmek için bir fırsat olarak görüyor.

Başbakan Yardımcısı ve Adalet Bakanı Olha Stefanishyna, sürecin daha büyük bir planın parçası olduğunu belirterek, “ABD yönetiminden bunun yalnızca bir maden anlaşması değil, geniş kapsamlı bir stratejinin parçası olduğunu defalarca duyduk” dedi.

Trump Yönetimi ve Anlaşmanın İlk Taslağı

Anlaşmanın ilk taslağı, ABD’nin Ukrayna’ya yaptığı askeri ve mali yardımların karşılığını almasını amaçlayan ağır şartlar içeriyordu. Bu şartlar, Kiev ve Avrupa başkentlerinde tepkiye yol açtı. Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenskiy’nin ilk taslağı reddetmesinin ardından Trump, Zelenskiy’yi “diktatör” olarak nitelendirdi ve Ukrayna’yı savaşın sorumlusu gibi gösterdi.

Ancak, 24 Şubat tarihli son versiyon, Ukrayna’nın petrol ve gaz dahil olmak üzere devlete ait maden kaynaklarından elde edilecek gelirin %50’sine katkıda bulunacak bir fon kurulmasını öngörüyor. Bu fon, Ukrayna’daki projelere yatırım yapacak ve Naftogaz veya Ukrnafta gibi mevcut devlet şirketlerinin faaliyetlerini etkilemeyecek.

Güvenlik Garantileri ve Eksik Unsurlar

Anlaşma, Kiev’in başlangıçta talep ettiği ABD güvenlik garantilerini içermiyor. Ayrıca, ABD’nin fondaki hissesi ve “ortak mülkiyet” anlaşmalarının detayları, müteakip görüşmelere bırakıldı. Trump yönetimi, Avrupa müttefiklerini dışlayarak Rusya ile doğrudan ikili görüşmelere başlamayı planlıyor.

Ukraynalı yetkililer, anlaşmanın adalet, ekonomi ve dışişleri bakanlıkları tarafından onaylandığını ve Zelenskiy’nin önümüzdeki haftalarda Trump ile bir imza töreni için Beyaz Saray’a gitmesinin beklendiğini belirtti. Bir yetkili, “Bu, Başkan’ın büyük resmi tartışması için bir fırsat olacak. Bundan sonra atılacak adımları belirleyeceğiz” dedi.

500 Milyar Dolarlık Gelir Paylaşımı Çıkarıldı

Trump yönetiminin ilk önerisi, ABD’nin “yüzde 100 mali çıkarını koruyacağı” ve Ukrayna’nın madencilik gelirinin %50’sini, en fazla 500 milyar dolara kadar bu fona aktaracağı bir yapı içeriyordu. Ancak, Kiev tarafından kabul edilemez bulunan bu şartlar nihai taslaktan çıkarıldı.

Ukraynalı yetkililer, fonun Ukrayna’ya yatırım yapma yetkisinin de Kiev’in istediği değişikliklerden biri olduğunu belirtti. Yeni belgede, ABD’nin Ukrayna’nın ekonomik kalkınmasını gelecekte de destekleyeceği ifade ediliyor.

Zelenskiy’nin Parlamentodan Onay Alması Gerekiyor

Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için Ukrayna parlamentosunun onayı gerekiyor. Muhalefet milletvekillerinin, böyle bir anlaşmayı onaylamadan önce ciddi bir tartışma süreci başlatacağı öngörülüyor.

SONY DSC

Ukrayna’daki Nadir Toprak Elementleri ve Önemi

Nadir toprak elementleri, modern teknoloji ve sanayide yaygın olarak kullanılan 17 kimyasal elementi kapsıyor. Bu elementler akıllı telefonlardan askeri teçhizata kadar birçok kritik üründe yer alıyor.

Ukrayna, Avrupa Birliği’nin “kritik hammadde” olarak sınıflandırdığı 30 maddenin 21’ini barındırıyor. Bu elementler, Azak Denizi’nin altı da dahil olmak üzere Ukrayna Kristal Kalkanı’nın güneyinde yoğunlaşmış durumda. Ancak bu bölgelerin çoğu Rus işgali altında bulunuyor. Vinnitsiya ve Jitomir gibi bölgelerde ise gelecek vadeden projeler mevcut.

ABD’nin Nadir Elementlere İlgisi ve Çin Rekabeti

ABD’nin Ukrayna’daki madenlere ilgisinin ardında, küresel nadir toprak elementleri pazarında Çin’in hâkimiyetini kırma isteği yatıyor. Çin, küresel üretim kapasitesinin %60 ila %70’ini, işleme kapasitesinin ise %90’ını elinde bulunduruyor. Trump yönetimi, bu bağımlılığı ulusal güvenlik meselesi olarak görüyor ve ABD’nin enerji ve teknoloji alanında Çin’e bağımlılığını azaltmayı hedefliyor.

Bu bağlamda, Ukrayna ile yapılan maden anlaşması, ABD’nin uzun vadeli stratejik planları açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Anlaşmanın yürürlüğe girmesi, hem Ukrayna’nın ekonomik potansiyelini artıracak hem de ABD’nin küresel maden piyasasındaki rekabet gücünü artırmasına yardımcı olacak.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir