Angelina Jolie’nin, ünlü Soprano Maria Callas’a hayat verdiği ve başrolünü ünlü oyuncu Haluk Bilginer ile paylaştığı ‘Maria’ filmi izleyici ile buluşmaya hazırlanıyor.
Hürriyet Yazarı Barbaros Tapan’a konuşan ünlü sanatçı Angelina Jolie, Haluk Bilginer’e övgüler yağdırdı.
Opera dünyasında bir efsane haline gelen Maria Callas’ın hayatını anlatan ‘Maria’ yılın en merak edilen filmlerinden oldu. Filmde ünlü sopranonun hayatını Angelina Jolie canlandırıyor.
Angelina Jolie:
- “Kendimi birçok şeyi yeniden başlatıyormuş gibi hissettim. Çünkü bu bir öğrenci gibi tekrar öğrenmek gibiydi. Opera söylemeyi, bestecileri, aryaları çalışmayı, bu tarzda şarkı söylemeyi öğrenmek gibi çok şey vardı. Sanatçı olmayı yeniden sevdim diyebilirim. Çünkü böyle güzel bir sanat formunun ve birçok sanatçının etrafında olmak ve böyle bir projede çalışmak, çok zenginleştirici bir deneyim oldu”
Jolie, filmde beraber yer aldığı ünlü oyuncu Haluk Bilginer ile çalışmayı böyle anlattı.
“ROL YAPTIĞINI HİSSETMİYORSUNUZ”
Angelina Jolie:
- “Biz tanıştığımız anda hızlı bir şekilde dost olduk. Haluk, Maria’yı bulmama yardım etti. Onassis’e nasıl aşık olabileceğini anlamama yardımcı oldu. Onun sette olmasını çok sevdim. Onunla çalışmayı çok sevdim. Gerçekten, Pablo’nun da dediği gibi, o kadar parlak bir oyuncu ki, rol yaptığını hissetmiyorsunuz, sadece birlikte bir deneyim yaşadığınızı hissediyorsunuz”
“KENDİSİ İNANILMAZ BİR OYUNCU”
Pablo Larraín:
- “Haluk Türk, ancak ailesinin bir kısmı Yunan kökenli. Ayrıca Haluk İzmir’de doğmuş ve Aristotle Onassis de İzmir’de doğmuş. İlginç olan, Haluk ile Onassis’in yalnızca birkaç blok ötede ama 50 yıl arayla doğmuş olmaları. Haluk, jenerasyonunun en büyük oyuncularından biri, hem Türkiye’de hem de dünya genelinde. Onun çalışmalarını Nuri Bilge Ceylan’ın filmi aracılığıyla tanıdım. Kendisi inanılmaz bir oyuncu ve en eğlenceli, en neşeli insanlardan biri. Onunla çalışmak büyük bir keyifti”
Ünlü yönetmen Maria Callas’ın hayatını anlatma şansı yakaladığı için gururlu olduğunu dile getirdi ve ekledi;
Pablo Larraín:
- “Birçok şey, ama kesinlikle müzik bunun başlangıcı. Opera tarihindeki mirası, müziği ve onun yaşamıyla ilgili hikayeleri dinleyerek büyüdüm. Bu film onun hayatını kutlayan bir film. Operayı başladığı yere, yani halka elitizmin dışına çıkarmaya çalışan bir film”